29 Aralık 2010 Çarşamba

Ben Buldum! Etkinliği ( 2 Ocak - 2 Şubat)






 Hepimiz mutfağımız da bir sürü tarif uretiyoruz. Bir etkinlik yapma fikri benim sürekli bir şeyler üretme isteğim ile başladı. Sizlerden de kendi tariflerinizi gondermenizi bekliyorum. Bol katilimli olur umuyorum.


Blogu olan arkadaslarin bana link atmalarini blogu olmayan arkadaslarin bana tariflerini bir resim ile birlikte mail atmalarini rica ediyorum...
 
                                                       hayattanazicik@gmail.com

Bana bu etkinligi yapmam da yardim eden Pemberehber Bengu arkadasima cok tesekkur ederim banner harika oldu ellerine saglik...

                                                    

27 Aralık 2010 Pazartesi

Portakalli Kereviz


Annemin zeytinyaglilarinin uzerine tanimam eskiden kerevize catal sirmeyen biri olarak simdi  bayila bayila yedigim bir tarif sunuyorum sizlere annecigim ellerine saglik...

Bu tarifi mandalin cikmazi arkadasimin sahibeligi yaptigi mandalinali ve portakalli tarifler etkinligine  gonderiyorum.

Malzemeler
4 kereviz
1 bardak portakal suyu
Garnitur
8 kup seker
1 bardak zeytin yag
Tuz
Kereviz yapragi

Yapilisi
Kerevizler soyulur ve ortadan ikiye ayrilir ic kisimlari oyulur kayik yapilir. Icerisine garnitur yikanip koyulur. Zeytinyag, seker tuz ve portakalin suyu eklenir.Kereviz yapraklari uzerlerine eklenir. Kisik ateste kerevizler catal soktugunda hemen cikana kadar pisirilir.
Afiyet olsun.

Yumurtasız Mandalinali Kek


Bahcemde bir suru mandalina agaci var ve ben surekli tarif ariyorum ne yapsam acaba ne olabilir vs birde herseyin icine birazcik mandalina koyma durumu yasiyorum. Bu mandalinali kekte bu sekilde ortaya cikti annemin komsuna giderken yapip goturdum bayildilar. Ayrica mandalina suyu keki asiri kabartiyor pandispanyalar mandalina suyu ile denene bilir.

Bu tarifi mandalin cikmazi arkadasimin sahibeligi yaptigi mandalinali ve portakalli tarifler etkinligine  gonderiyorum.
Malzemeler:
1 bardak seker
1 bardak mandalina suyu (1 adedinin kabugunu ayirin)
3 kasik sivi yag
Kabartma tozu
aldigi kadar un
Findik, ceviz evde ne varsa...

Bu kek bildiğimiz keklerden biraz farklı içinde yumurtası yok. İlk önce seker ve mandalina suyu bir güzel çırpılır ardından sıvı yağ konur ve tekrar çırpılır sonra un fındık kırığı ve kabartma tozu eklenir. Ayırdığınız mandalina kabuğunun içinde ki beyaz kısmı bir bıçak yardımı ile kazıyıp küçük küçük doğrayıp  içine atabilirsiniz. Bodrum mandalinası kokusu ile ünlüdür ve bu kek mis gibi kokuyordu.
Afiyet olsun...

Bodrumdaki mandalina agaclarini kesip kesip ev yapanlara sitemlerimi de buradan iletmek isterim...

26 Aralık 2010 Pazar

YILMAZ ÖZDİL/ GDO"LU DİYET TARİFLERİ

Bloglari gezerken  organikdunya arkadasimin blogunda gordum bu yazisini Yilmaz Ozdilin  daha dogru nasil anlatilabilir siz karar verin

Sizlerle Hürriyet gazetesi yazarı Sn.Yılmaz Özdil"in 06/11/2009 tarihli yazısını paylaşmak istiyorum. Beslenme şeklimizin ne kadar yanlış olduğunu bir kez daha hatırlattığı için Sn.Yılmaz Özdil"e teşekkür ediyorum.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

06 Kasım 2009

Yılmaz ÖZDİL
yozdil@hurriyet.com.tr

GDO'lu diyet tarifleri

Haliyle panik halindesiniz... “Nasıl anlarız? Genetiği değiştirilmiş organizma yemekten nasıl kurtuluruz?” filan.

Şöyle...

*
Annaneniz öpülesi elleri parçalanırcasına, ovalaya ovalaya tarhana yaparken, siz, “Aman annane be, boş versene” deyip, marketten hazır çorba alıyordunuz ya... Annane rahmetli oldu ve siz, o tarhananın tarifini annaneden alıp, bir kenara yazmadınız ya... İşte o nedenle, siz, genetiği değiştirilmiş organizma yemekten kurtulamazsınız maalesef.
*
Ne verirlerse...
Onu yiyeceksiniz.
*
Kız evlat yetiştiriyorsunuz, en iyi okullara gönderiyorsunuz... Piyano çalıyor, İngilizce konuşuyor, Grammy alanları tek tek biliyor. Bilmeli... Ama alt tarafı limon, şeker ve su kullanıp, limonata yapmasını bilmiyor! Yoğurdu çırpıp, ayran yapamıyor, ayran... İşte o nedenle, kızınız, genetiği değiştirilmiş meşrubat içmeye mahkûm maalesef... Torunlarınız da.
*
Zahmet edip sütlaç yapmadığınız için, kek yapmaya üşendiğiniz için... İçinde ne olduğunu bilmediğiniz gofretleri, mısır patlaklarını kemiriyor sizin oğlan! Hamur tutmayı, şöyle mis gibi ıspanaklı bi börek yapıp, çantasına koymayı bilmediğiniz için, hamburger bağımlısı oldu. Tahin-pekmezi “köylü işi”, vıcık vıcık yağ fışkıran kremaları “modernite” sandığınız için, daha 10 yaşında ayıya döndü, yuvarlana yuvarlana yürüyor, tıkanıyor, merdiven çıkamıyor.
*
Size zor geliyor ama, zor mu evde yoğurt yapmak? İstanbul'un güneşi müsait değil, anlarım, zor mudur İzmir'de, Antalya'da, Adana'da evde salça yapmak?
Şikâyet edip duruyorsun, içine katkı maddesi konuyor, zorla beyazlatılıyor diye... İster tam buğday unundan, ister çavdardan, hakikaten zor mudur evde ekmek yapmak? Bütün ailen kabız... Tonla para verip, abuk sabuk ambalajlı-meyveli saçmalıklardan medet umacağına, niye öğrenmiyorsun kabak tatlısı yapmayı?
*
Güya, çoluğunu çocuğunu düşünüyorsun, taze taze yesinler diye, pazara gidiyorsun... Eğri büğrü biberlere, doğal olduğu için tuttuğunda ezilen domateslere ağız burun kıvırıyorsun, hormonlu, tornadan çıkmış gibilerini alıyorsun... Ne işe yaradı senin pazara gitmen?
*
Kocanız da, bu satırları okuyup, size akıl verecek şimdi... Söyleyin ona, ukalalık etmesin, götürün aktara, hatmi çiçeğiyle zencefili birbirinden ayırt etsin, ondan sonra konuşsun!
*
Enginar, börülce, radika, cibes pişirmekten haberin yok; gazetelerin tiraj almak için kıçından uydurduğu kıçımın uzmanlarından fıldır fıldır brokoli tarifleri öğreniyorsun... Brüksel lahanası yiyerek mi AB'ye gireceğini sanıyorsun?
*
Çin'den bal getiriyorlar mesela... Taaa Arjantin'den, Meksika'dan bal getiriyorlar. Neymiş efendim, içinde genetiği değiştirilmiş organizma olabilirmiş falan... İçinde tavuk ibiği, maymun kulağı olmadığına şükredin! Ben iddia ediyorum... Kaşla göz arasında frankeştayn ürünlere kapıları açan arkadaşlarla, Amerikan çiftçilerinin avukatı profesörlerimiz, sırf karakovan balına sahip çıksa, Şemdinli'de, Pervari'de terör bile azalır, terör bile.
*
Uzatmayayım.
Mutfak genetiğimizi kaybettik biz.
*
Elin adamı, mısırdan, soyadan, domatesten önce beynimizin DNA'sını değiştirdi!
*
Hurrraaa diye köyden kente göçerken, dışarda tıkınmayı şehirleşme zannettik. Ambalajlı ürün tüketmeyi, zenginleşme zannettik.
*
Dolayısıyla, ya kafayı değiştirip, özümüze döneceğiz... Ya da ne verirlerse onu yiyeceğiz.

24 Aralık 2010 Cuma

Sozde Ermeni Soykirimi Protesto Edelim...

ARKADAŞLAR!


Sözde soykırım yasasını protesto etmek için alttaki mektubu John Boehner adlı Kongre üyesine yolluyoruz.


Sizler de bu yasayı protesto etmek isterseniz, aynı mektuba kendi adınızı yazarak yollayabilirsiniz.

...

LÜTFEN HEPİMİZ BU MEKTUBUN ALTINA İMZA ATIP, SÖZDE SOYKIRIM YASASINI PROTESTO EDELİM..


ONLARA SUSMADIĞIMIZI, SUSMAYACAĞIMIZI GÖSTERELİM..

VE BUNUN İÇİN İMZA SAYISI ÇOK ÖNEMLİ...


SAYGI İLE...


Adres:

AsktheLeader@mail.house.gov


Dear Congressman Boehner,


We are writing to urge you not to be influenced by Armenian activits for yet another vote on H. Res.252.

The supporters of H. Res. 252, about the so-called “Armenian genocide”, are attempting one more time to obtain the vote by US Congress.


Do you know who backs this resolution?


The Armenian National Committee of America (ANCA) is the branch of Armenian Revolutionary Federation (ARF).


Mourad Topalian, chairman of ANCA from 1991 to 1999, and who has still a prominent position in this umbrella, was sentenced by Ohio justice in 2001 for illegal storing of war weapons and explosives, linked to a terrorist organization.


Hampig Sassounian, member of ARF and of its terrorist wing (“Justice Commandos Against Armenian Genocide”, JCAG), was sentenced to life in 1984 for the assassination of Turkish general Consul in Los Angeles; Mr. Sassounian received, and still receives, a constant and unconditional support from both ARF and ANCA.


http://www.ataa.org/reference/ATAA_Statement_in_Opposition_of_Parole.pdf http://www.ataa.org/reference/Supporting_Documents_Hampig_Sassounian.pdf


Such crimes and glorification of crimes should surprise nobody: on December 24, 1933, seven members of ARF assassinated brutally the archbishop L. Tourian during the mass, and were sentenced by New York justice for this crime; their lawyer’s cost were entirely paid by ARF.


Actually, ARF, especially in USA, supported vehemently the Nazi regime.


ARF turned to a pro-American and pro-Western position around 1948, but chose openly the Soviet side in 1972, and remained in such a position — with few clashes — until the end of 1980’s.


The Armenian Assembly of America (AAA) is dominated by Ramkavar party and includes the Hunchak party.


Both supported strongly USSR during the cold war.


The Hunchak party supported the Armenian Secret Army for Liberation of Armenia (ASALA) and the Ramkavar allowed some of his prominent members to support Armenian terrorism of 1970’s/1980’s.

Why is this resolution unacceptable?


This draft, copy of propositions made in 2007 and 2008, is misleading, both from legal and historical perspective: http://www.tusiad.us/Content/uploaded/ERMENI.PDF


In a democracy, it is not the politicians who write history, but historians.


It is absolutely false to assert that all the historians use the “genocide” label; in fact, the majority of scholars with a specific qualification to deal with Ottoman history reject, or at least criticize, the “genocide” label for the Armenian case; the list includes Gwynne Dyer, Edward J. Erickson, Jacob C. Hurewitz, Bernard Lewis, Guenter Lewy, Justin McCarthy, Andrew Mango, Norman Stone, Malcolm E. Yapp and Gilles Veinstein.


In UK, in both houses, the efforts of the spokespersons (Supporting Armenian claims) have always failed because it is an accepted fact that the historians do not agree on these false claims and that thousands of Turkish people suffered massacres in the hands of Armenian terrorist/activist during the same period (see above sources).


In France, the majority of the most prominent historians created an association claiming the suppression of “memorial laws” and the end of ethnic lobbying in Parliaments:


http://www.lph-asso.fr/index.php?option=com_content&view=article&id=47&Itemid=14&lang=en

http://www.lph-asso.fr/index.php?option=com_content&view=article&id=2&Itemid=13&lang=en


This initiative was supported by the American Historical Association.


The French National Assembly, frequently mentioned by supporters of Armenian claims in USA and some other countries, published in 2010 a report, written by his president, Bernard Accoyer, concluding that no more “memorial laws” should be voted, especially about Armenian case.


There is no legal, ethical or historical reason to jeopardize the US-Turkish relations in accepting the claims of Armenian nationalist associations, whose fidelity to US values and interests is more than questionable.


Respectfully,

Respectfully, yazan yerin altina adinizi ve soy adinizi yazip daha sonra, AsktheLeader@mail.house.gov bu adrese postalamalisiniz cok onemli arkadaslar sayica ne kadar cok olursak o kadar basarili olabiliriz...

23 Aralık 2010 Perşembe

Şehit KUBİLAY' ı Saygı İle Anıyoruz


Ne acıdır ki simdi buraya bakıp bu kim ki diyecek yüzlerce insan olacak. Ne acıdır ki tarihimiz de bizim icin çok büyük zahmetler vermiş bir çok kişi gibi Kubilay'ın da kaderi unutulmak hatta tanıtılmamak oldu. Tabii parmakla sayılacak kadar da olsak tarihi bilen takip eden minnetini hissedenler de var. 

Ruhun şad olsun büyük asker... 




Şehit KUBİLAY kimdir?



Derviş Mehmet isminde bir yobaz ve altı silahlı arkadaşı 23 Aralık 1930 günü Menemen'e gelmişler ve camiye girerek üzerinde dini ibareler yazılı bir bayrakla, camide bulunanları ve merakla cami önüne toplananları, kendileriyle birlik olmaya davet etmişlerdir. Derviş Mehmet halka hitap ederek; "Ey Müslümanlar, ne duruyorsunuz; Halife Abdülmecit hududa geldi, Sancak-ı Şerif çıktı, gelin altında toplanalım, şeriat isteyelim" diye bağırmıştır.

Gösteriler ve tekbirlerle dini ibareler bulunan bayrağı Hükümet Konağı önündeki meydana dikmişlerdir. Toplanan halkı dağıtıp bu yobazları yakalamaya, mesleği öğretmenlik olan Yedek Asteğmen Kubilay Bey'in askeri müfrezesi görevlendirilmiştir. Kubilay Bey, şakilere nasihatta bulunarak; yaptıklarının hatalı, sakıncalı ve kötü bir şey olduğunu belirterek vazgeçmelerini ve dağılmalarını söylemiştir. Şakiler buna mavzer kurşunu ile cevap vermişlerdir. Kubilay Bey kendisini korumak için tabancasını çekmiş ise de, bir kurşunla yaralanarak yere düşmüş ve gözleri dönmüş canilerden biri, yaralı Kubilay Bey'in üstüne atılarak boğazından kesip başını gövdesinden ayırmıştır. Bu arada iki mahalle bekçisini de şehit etmişlerdir.

Olay yerine yetişen askeri birlik ve jandarmalar şakilerin teslim olmalarını istemiştir. Bu isteği reddeden yobazlar ateşle karşılık vermişlerdir. Çatışma sonucu Derviş Mehmet ve iki arkadaşı vurularak, ikisi de yaralı ele geçirilmiştir. Diğer ikisi de iki gün sonra yakalanmıştır. Araştırma sonucu; olayın bölgesel bir nitelik taşımadığı, organize bir şebekenin düzenlediği, Cumhuriyet'i yıkmak amacını güden irticai ve siyasi bir hareket olduğu ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine Hükümet, Menemen ilçesi ile Manisa ve Balıkesir illerinde bir ay süre ile sıkıyönetim ilan etmiştir. Yakalananlar muhakemeleri sonunda ağır cezalara çarptırılmışlardır.(Bulent arincin dedesi Kubilay`i sehit edenlerin arasindadir)